25 Nisan 2022
Kapitalizmin işçi sınıfı ve ezilenler üzerindeki baskı, sömürü ve talan etme politikası gün geçtikte daha da katmerleşerek büyüyor. Her ekonomik kriz sonrası kendini yenileme ve toparlanma ihtiyacı duyan kapitalist sistem dünya ölçeğindeki krizleriyle artık sürdürülemeyen ve yıkılmaya mahkum olduğunu göstermiştir. Türkiye özellikle pandemi süreciyle birlikte gelişen bu ekonomik krizlerin müstesna bir örneği olarak kendini göstermektedir. Açlık sınırı giderek büyümekte, halk her gün daha da yoksullaşmakta ve kendini geçindirememektedir. Türk Lirasının yabancı para birimleri karşısındaki düşüşleri, temel gıdalar başta olmak üzere her türlü tüketime yapılan yüzde yüzlük zamlar ve enflasyon rakamlarının artışı halkın açlık ile başa çıkmasını zorlaştırmaktadır. Yoksulluğun artarak devam ettiği, halkın açlıkla sınandığı, işsizliğin, evsizliğin, yolsuzluğun tırmandığı bu tablonun esas sorumlusu burjuva egemen sınıfları ve onun siyasi sorumluluğunu üstlenen AKP iktidarı oluşturmaktadır. Halka elindekiyle yetinmesini öğütleyen ve hakkını arayan ezilenlere baskı, ayrımcılık, işkence ve gözdağı veren AKP iktidarı beşli çete başta olmak üzere burjuva kesimlere ise vergi indirimleri, yüksek bütçeli ihaleler, kamu kuruluşlarının satışı ve yeni maden sahalarını açarak adeta onları ödüllendirmektedir. Bununla yetinmeyerek birde Kürdistan gibi başka coğrafyaları işgal, yağma ve talan ile sömürmeye çalışmakta, sermayesini büyütmeyi hedeflemektedir.
İşçi sınıfı ve tüm ezilenlere yönelik ayrımcılık, baskı, şiddet ve saldırılarını sürdüren AKP iktidarı mevcut düzeni korumak ve egemenlik alanını genişletmek istemektedir. İktidar, Kürtlere yönelik baskı, inkâr ve katliamlarını arttırarak, cinsiyetçiliği pekiştirerek, kadın cinayetlerini meşrulaştırmakta, LGBTİ+ toplumuna yönelik ayrımcı politikası ve söylemleriyle var olan ayrımcılığı, şiddeti, baskıyı ve nefret cinayetlerini büyütmektedir. Öte yandan ezilenler cephesinde burjuva egemen sınıfları ve AKP iktidarına karşı, varoluş ve özgürlük mücadelesi veren, işçiler, öğrenciler, Kürtler, Aleviler, LGBTİ+’lar isyan ve başkaldırısının mücadelesini vermeye devam etmektedir. Pandemi sürecinde özellikle komünal bir dünyanın mücadelesini veren ezilenleri daha çok bastırmak isteyen iktidar karşısında, ırkçılığa, cinsiyetçiliğe, sömürüye, kayyumlara, işgale, homofobiye ve transfobiye karşı mücadele eden ezilenlerin isyanı ve başkaldırısını gördü. Üniversiteleri iktidarın faşist odaklarına karşı savunan öğrenciler, emek sömürüsüne karşı haklarını talep eden işçiler, kadın cinayetlerine karşı büyüyen kadın özgürlük mücadelesi, işgale ve sömürüye karşı direnen Kürtler ve nefret cinayetlerine, ayrımcılığa karşı mücadele eden LGBTİ+’lar özgürlük ve eşitlik mücadelesini büyütmektedir. 2022 yılını isyan ve grev eylemleriyle karşılayan işçi sınıfı kuryelerin, tekstil işçilerinin, metal işçilerinin ve gemi söküm işçilerinin haklı talepleriyle gündem oldu. Öte yandan elde ettikleri kazanımlarla tüm işçi sınıfına ve ezilenlere umut olan Migros Depo işçilerinin direnişinin, sağlık emekçilerinin grevi ve belediye işçilerinin grevi takip etti. Zam furyasına karşı Bazid’de, Yüksekova’da, İstanbul’da ve daha birçok yerde sokağa çıkan binlerce kişi bu sömürü, yağma, talan ve eşitsiz düzene dur dedi. İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a giderken işçi sınıfının, Kürtlerin, Alevilerin, öğrencilerin, kadınların ve LGBTİ+’ların ve tüm ezilenlerin haklı taleplerini en yüksek sesle sokağa taşıyalım. 1 Mayıs’ın tarihsel mücadelesinden aldığımız güçle sokakları, meydanları isyan ve başkaldırı alanlarına çevirelim. Komünal bir dünyanın bilinciyle devrimci mücadele ve dayanışmayı yükseltelim.
Kahrolsun faşizm ve kapitalizm, yaşasın devrim ve sosyalizm!
Biji 1 Gulan! Yaşasın 1 Mayıs!
1 Mayıs’ta alanlara!
Devrimci Sosyalist Federasyon
